Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan dilekçede, Yanardağ’ın, 19 Aralık’ta bir televizyon kanalında yayımlanan programda sarf ettiği “Suriye’nin hapishaneleri, Türkiye’deki hapishanelerden daha berbat değildir. Bu hapishanelerdeki zulümle karşılaştırılırsa şayet artık hiç kimse bu türlü zulüm yarıştırmaya çalışmasın, sonra Afet ve Acil Durum İdaresi Başkanlığını (AFAD) göndermek zorunda kalırsınız.” sözleri aktarıldı.
Yanardağ’ın, Marmara Cezaevi’ni Suriye’de azap merkezi olarak kullanıldığı bilinen bir hapishaneye benzettiği kaydedilen dilekçede, “Kurumumuzda misyonlu olan infaz muhafaza memuru, başmemur ve kurum müdürleri üzere her kademedeki vazifeli çalışanı, hükümlü ve tutuklulara azap yapan, makûs muamelede bulunup zulmeden bireyler üzere göstererek iftira attığı, devletimizin ceza infaz kurumlarını alenen aşağıladığı anlaşılmıştır.” sözlerine yer verildi.
Merdan Yanardağ’ın, başta hükümlü ve tutuklu yakınları olmak üzere halk ortasında tasa, dehşet ve panik yaratmak sebebiyle hareket ettiği ve gerçeğe karşıt bilgiyi alenen yaydığı belirtilen dilekçede, kendisi hakkında “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama” ve “halkı aldatıcı bilgiyi alenen yayma” cürümlerinden gerekli soruşturmanın yapılması talep edildi.